KNİDOS … Datça… Eski… Eskisi …
Ege’mizin incilerinden bir tanesi ; Datça yarımadası…
Sahiplendiğimizi kendimize dönüştürmek, yumuşatılmış şekliyle uyarlamak gibi bir dertle
yaşayan güzel ülkemin farklı insanları Kndios'tan Datça oluşturmuşlar...
Yarımadanın hangi noktasından bahsedeyim , rüya gibi...
Bir ucundan girip Palamutbükü, Hayıtbükü,Kızılbük, Ovabükünü Bencik Kargı koylarını
görmekle kalmayıp ; havasını solumadan , mavisinde çırpınmadan , gecesinde sarhoş olmadan çıkmamaya ant içtiğim güzellikler diyarı...
Antik kentine giderken hele ki tekneyi kullanan amca güzel bir türküde çığırırsa keyfinize
diyecek yok...
Balığından , Bademinden ve Balından tatmadan dönmek Datçalılara değil kendinize yaptığınız haksızlıktır...
Palamutbükü' nde birde kınalı keklik yolda çıkarsa karşınıza "tamam oldu bu iş" diye sevinebilirsiniz...
Aslında birer cümleyle geçtiğim her bir noktası ayrı bir yazı...
her birinde binbirgece masallarına örnek nice hikaye saklı...
hikayeler gün ışığına kim bilebilir ki hangi yerde/anda çıkacak :)))
Biz buradan sevdiğim Can YÜCEL'in Eski Datçasını görmek için adım almalıyız...
Aslında yıllardır Datça yarımadasında günüme değer katan zamanlar geçiren ben ,
Eski Datça'ya neden gitmemişim diye hayıflanıp durdum
begonvilli sokaklarına adım atar atmaz...
Can Baba'nın evinin kapısında çekildiğim fotoğraf KAPILAR yazımda saklı :)
isteyen arayıp bulabilir...
Merak sarınca zihnimi ;
Can Baba'nın kapısında kalmak yetmedi, tuttum bahçesinin etrafında seyretmeli
belki bir nefes akar kendisinden diye...
kaç yol tuttu , kaç adım attı , her adımında şiire dökülen kaç dize oluştu ?
cenazemi kadınlar kaldırsın, demiş fısıltılar arasından uzandı kulağımıza ;
vasiyeti yerine gelmese de !!
kaç kadın onun dizelerinde aşık oldu ?
kaç kadın onun dizelerinde aşık olunacak adam aradı ?
kaç adam ettiği küfürlere bakıp aman dedi, neden bu kadınlar bu kadar sevdi bu Can'ı ?
belki de onu seven kadınlar onun tek bir kadına sevdasına vurulmuştu...
" .... Ölmek ki senin
başlayıp da bitiremediğin
allah bilir kaçıncı bin şiirin... " Fındık Faresi / Kafka'ya seslenişi
Çıktık Can Baba'dan... vurulduk yollara ; sokağında ki amcası , dükkanında ki teyzesi , bahçede ki çocuğu , kapının önünde dantele sarılmış sabunu satan genç kızı ile sessizlikte bir kaç kelam ettik...

yolun başı bir kuyunun derinliği 

dinlenirken dinlersen ; gözün bir terk edilmişliğin içinde ne renkler bulabilir... kim çizmiş sizi ?
çıkmadan önce bir dem vakti alır aklınızı ; yer yer kalabalık yer yer sakin Knidos' tan eski Datça'ya ...
Belki geçmişinize belki geleceğinize belki Can Baba'ya belki sevdanıza bir kadeh kaldırışınız Antik'te...
eh dersiniz yine yollara düşme vakti... belki evinize belki şehrinize belki sevdanıza...
Filiz YURTKORU
18.09.2015
Datça yarımadasını muhakkak görülecek değil uzun soluklu kalınacak zamanlarda ziyaret edin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder